Logo

Av. Dicle Aslan & Av. Sidar Aslan

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI NEDİR?

1-HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI NEDİR?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), ceza yargılamasında sanık hakkında verilen hükmün belirli koşullar altında açıklanmaması anlamına gelir. Bu karar, sanığın belirli bir denetim süresi boyunca suç işlememesi ve belirlenen yükümlülüklere uyması halinde, hükmün ortadan kalkmasını ve sanığın ceza almamış sayılmasını sağlar. HAGB, ceza adaletinde rehabilitasyon ve topluma kazandırma amacı güder ve özellikle ilk kez suç işleyen kişilere ikinci bir şans tanır.

2-HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI CMK'NIN HANGİ MADDESİNDE DÜZENLENMİŞTİR?

HAGB, Türk Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde, sanıklara belirli koşullar altında hukuki bir kolaylık sağlayarak, cezalarının açıklanmasını geri bırakma imkânı tanır. HAGB'nin uygulanması, ceza yargılamasında önemli bir esneklik ve sanıkların topluma yeniden kazandırılması için bir fırsat sunar.

CMK’nın “ Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” 231. Maddesi;

(1) Duruşma sonunda, 232 nci maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır.

(2) Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir.

(3) Beraat eden sanığa, tazminat isteyebileceği bir hâl varsa bu da bildirilir.

(4) Hüküm fıkrası herkes tarafından ayakta dinlenir.

(5) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) (Değişik:2/3/2024-7499/15 md.) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, müsadereye ilişkin hükümler hariç, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.

(6) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) (Değişik:2/3/2024-7499/15 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;

a- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,

b- Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,

c- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın; aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir.

(7) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) (Değişik:2/3/2024-7499/15 md.) Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması hâlinde seçenek yaptırımlara çevrilemez.

(8) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) (Değişik:2/3/2024-7499/15 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi hâlinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;

a- Bir meslek veya sanat sahibi olmaması hâlinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,

b- Bir meslek veya sanat sahibi olması hâlinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,

c- Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur.

(9) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) (Değişik:2/3/2024-7499/15 md.) Altıncı fıkranın (c) bendinde belirtilen koşulu derhal yerine getiremediği takdirde; sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler hâlinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.

(10) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) (Değişik:2/3/2024-7499/15 md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.

(11) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) (Değişik:2/3/2024-7499/15 md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması hâlinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı hâlinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir. Açıklanan veya yeni kurulan hükme itiraz edilebilir. İtiraz mercii ancak bu fıkradaki koşullarla sınırlı olarak bir değerlendirme yapabilir.

(12) (Değişik:2/3/2024-7499/15 md.) 272 nci maddenin üçüncü fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi tarafından verilen kararlar hakkında 286 ncı madde hükümleri uygulanır. 272 nci maddenin üçüncü fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ilk derece mahkemesi sıfatıyla bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay tarafından verilmesi hâlinde temyiz yoluna gidilebilir. İstinaf ve temyiz yolunda karar ve hüküm, usul ve esasa ilişkin hukuka aykırılıklar yönünden incelenir.

(13) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) (Değişik:2/3/2024-7499/15 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi hâlinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.

(14) (Değişik:2/3/2024-7499/15 md.) Bu maddenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümleri, Anayasanın 174 üncü maddesinde koruma altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlarla ilgili olarak uygulanmaz.”

3-HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI VERİLMESİNİN ŞARTLARI NELERDİR?

HAGB kararı verilmesi için bir dizi şartın sağlanması gerekmektedir:

• Sanığın aldığı cezanın iki yıl veya iki yıldan az olması gerekmektedir. Bu süre, suçun niteliğine göre belirlenir.

• Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış olması gerekmektedir. Mahkeme, sanığın suç geçmişini ve mahkumiyet kaydını dikkate alır.

• Sanığın duruşmadaki tutum ve davranışları, yeniden suç işlemeyeceğine dair mahkemede olumlu bir kanaat oluşturmalıdır. Bu, sanığın duruşma sırasındaki tutum ve davranışlarının mahkemece değerlendirilmesi anlamına gelir.

4- HAKKINDA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI VERİLEN ŞAHISLAR NE YAPMALIDIR?

HAGB kararı alan kişiler, mahkemece belirlenen denetim süresi boyunca herhangi bir suç işlememeli ve belirlenen yükümlülüklere uymalıdır. Bu süre zarfında sanık, mahkemenin belirlediği denetim ve yükümlülükleri eksiksiz yerine getirmek zorundadır. Örneğin, denetim süresi boyunca belirli aralıklarla denetim memuruna bildirimde bulunmak, belirlenen kamu hizmeti görevlerini yerine getirmek veya rehabilitasyon programlarına katılmak gibi yükümlülükler olabilir.

Bunun yanı sıra hakkında HAGB kararı verilen sanıkların söz konusu karara itiraz etme hakları da mevcuttur. Yasal süresi içerisinde söz konusu HAGB kararına itiraz etmeyen sanıklar hakkında verilen karar kesinleşir ve denetim süresi kararın kesinleşmesi ile birlikte başlar.

5-HAGB KARARINA NASIL İTİRAZ EDİLİR?

HAGB kararı, Ceza Mahkemeleri Kanunu'nun 231. maddesi uyarınca verilir ve belirli şartlar altında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını ifade eder. Ancak, bu karara itiraz edilmesi mümkündür. Mahkemece verilen HAGB kararının sanığa tebliğ edilmesi ile yasal süre başlamış olur. Bu süre kararın tebliğ edilmesinden itibaren 2 haftadır. Bu süre içerisinde sanık hakkında verilen HAGB kararına itiraz edilebilmektedir. Yasal süresi içerisinde itiraz edilmeyen karar kesinleşir ve infazına başlanır.

6-HAGB KARARINA İTİRAZ DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ CEZA DAİRESİ'NE

Sunulmak Üzere

MERSİN ... ASLİYE CEZA MAHKEMESİ'NE

DOSYA NO : …

İSTİNAF KANUN YOLUNA

BAŞVURAN SANIK :

ADRESİ :

MÜDAFİ : Av.Dicle ASLAN & Av. Sidar ASLAN

ADRESİ : İhsaniye Mah. 4903 Sk. No: 23 İç Kapı No: 136-137 Akdeniz/ Mersin

KONU : Mersin … Asliye Ceza Mahkemesi'nin … E. … K. Sayılı kararı ile müvekkil hakkında verilen Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararının usul ve yasal düzenlemelere ve dahi yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunun tespiti ile yapılacak olan inceleme neticesinde müvekkil hakkında verilen Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararının KALDIRILARAK müvekkilin BERAATİNE karar verilmesi talebimizdir.

AÇIKLAMALAR :

1- Mersin …. Asliye Ceza Mahkemesi'nin … E. … K. Sayılı kararı ile müvekkil … hakkında " tanığı etkilemeye teşebbüs" suçundan Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı verilmiştir. Söz konusu karar usul ve yasal düzenlemelere ve dahi yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırılık teşkil etmektedir. Bu sebeple söz konusu kararın yapılacak olan istinaf incelemesi neticesinde KALDIRILMASINA ve müvekkilin BERAATİNE karar verilmesi gerekmektedir. Şöyle ki;

Yerel mahkeme … tarihli gerekçeli kararında özetle; " Mağdur anlatımlarının birbiri ile uyumlu olduğu, Müvekkilimiz ile mağdur arasında görüşme kaydının olduğu, Mersin … Asliye Hukuk Mahkemesinin dava dosyası nazara alınarak sanığın savunmasına itibar edilmemiş sanığın izah edilen eylemlerinin TCK 277/1-3 cümlesinde düzenlenen Tanığa Etkilemeye Teşebbüs suçuna vücut verdiği kanaatine varılarak..." şeklinde belirterek müvekkilimizin cezalandırılmasına karar verilmiştir. Söz konusu kararın tarafımızca kabulü mümkün değildir.

2- Yerel mahkemece mağdur anlatımlarının birbiri ile uyumlu olduğundan bahisle müvekkilimizin savunmalarına itibar edilmemiş ve müvekkilimizin isnat edilen suçu işlediği kanaatine varılmıştır. Söz konusu kanaate eksik inceleme neticesinde varılmıştır.

Her ne kadar dosya kapsamında mağdur …'ın alınan ifadesinde; müvekkilimizin kendisini arayarak tanıklıktan çekilmesini istediği, kendisine bu amaçla para teklif ettiği, ayrıca kendisine "tanıklık yaptıktan sonra nasıl karşıma çıkacaksın, yolda karşılaştığımızda ne yapacaksın" dediği, mağdurun kendisi hakkında şikâyetçi olduğunu söylemesi üzerine "… sana ne kadar veriyorsa, ben sana daha fazlasını vereyim, yeter ki tanıklık yapma, sana söylediklerimi ona da söyledim, o da teklifimi kabul etti, sende kabul et zararlı çıkma" diyerek tanıklık yapmasına engel olmaya çalıştığı belirtilmiş ise de; söz konusu beyanlar gerçeği yansıtmamaktadır.

Müvekkilimiz, tanığı aynı mahallede oturmaları sebebiyle tanımaktadır. Bu sebeple tanığın müvekkilimizin kendisini arayıp tehdit ettiğini beyan etmesindeki amacının ne olduğu tarafımızca da bilinmemekle birlikte kendisini tanık olarak gösteren müştekinin etkisi ve baskısı altında kaldığı kanaatindeyiz. Zira …. ile …'nun arkadaş oldukları, bu sebeple …. Mersin …. Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edem davada mağdur …'ı tanık olarak gösterdiği, mağdur ….'ın ….'nun etkisi altında kalarak müvekkilimize söz konusu suç isnadında bulunduğu açıktır.

Öyle ki; … yalnızca …'ın değil, aynı zamanda …'in de müvekkilimiz tarafından aranarak tanıklıktan çekilmesini istediğini belirtmiştir. Fakat dosya kapsamında …'in alınan beyanında söz konusu hususun gerçeği yansıtmadığı bizzat …'in anlatımları ile açıkça ispata ermiştir.

Şikayetçi şikayet dilekçesinde; " Açılan davada tanık olarak gösterilen …, sanık tarafından ayrı ayrı aranmış ve müvekkilin açmış olduğu davada tanık oldukları için tehdit edilmişlerdir. Hatta ve hatta şikayetli …, tehdit ettiği tanıklara, "… size para mı veriyor? O ne veriyorsa ben daha fazlasını veririm, tanıklık yapmayın." şeklinde tanıklara para teklifinde dahi bulunmuştur." şeklinde belirtmiştir.

Dosya kapsamında dinlenen tek tanık lehimize ifade vermiştir. Dosya kapsamında dinlenen tanık “ sanık beni sıkıştırmadı, beni tehdit ederek veya korkutarak tanıklık yapmaya engel olmaya çalışmadı." diye beyanda bulunarak açıkça böyle bir olayın yaşanmadığını ispat etmiştir.

Bu sebeplerle müştekinin etkisi ve baskısı altında kalınarak müvekkilimize suç isnadında bulunan Mağdurun beyanlarının birbiri ile uyumlu olduğundan bahisle müvekkilimizin savunmalarına itibar edilmemesi açıkça usul ve yasal düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir.

3- Yerel mahkemece, müvekkilimizin cezalandırılmasındaki diğer bir gerekçe olarak müvekkilimiz ile mağdur arasında görüşme kaydının bulunması olarak belirtilmiştir. Fakat taraflar arasında söz konusu görüşme kaydının mevcut olması başlı başına müvekkilimizin isnat edilen suçu işlediğini gösterir somut bir delil niteliğinde değildir.

4- Yerel mahkemece Mersin … Asliye hukuk Mahkemesinin dava dosyası nazara alınarak müvekkilimizin savunmalarına itibar edilmemiş ve müvekkilimizin isnat edilen suçu işlediği kanaatine varılmıştır. Söz konusu kanaate eksik inceleme neticesinde varılmıştır.

Müvekkil soruşturmanın ilk safhasından itibaren başlayarak tüm kovuşturma sürecinde samimi, dürüst ve çelişkisiz beyanlarda bulunmuştur. Müvekkilim, kendisi aleyhine açılan davada davacı tarafından tanık olarak gösterilen şahısları tanıklıktan vazgeçirmek için aramadığını, yüz yüze görüşmediğini, kendilerini aynı mahallede olmaları nedeni ile tanıdığını, açılan davanın konusunu oluşturan malların kötü niyetli olarak 3. Kişilere devredilmediği, zira devredecek malının olmadığını, ayrıca icraya konu edilen senet borcunu ödediğini, Mersin … Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde görülen davanın ise hala derdest olduğunu açıkça ifade etmiştir.

Müşteki ile müvekkilimizin taraf olduğu dava, Mersin ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin … E. Sayılı dosyası ile görülmekte olup; derdesttir. Söz konusu dava dosyası müvekkilimizin kötü niyetli olarak ve mal kaçırmak amacıyla mallarını 3. Kişilere devrettiğinden bahisle açılmıştır. Açılan davada müvekkilimiz tarafımızı yetkilendirmiş ve tarafımızca vekaletname vererek dava dosyasını takip etmemizi istemiştir.

Müvekkilimiz, Mersin … Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada; hak kaybı yaşamamak ve herhangi usuli bir eksiklik ya da hatanın gündeme gelmemesi için kendisini vekil ile temsil ettirmektedir. Zira müvekkilimizin kendisine vekil tayin etmesinin amacı, dava dosyasının bizzat kendi tarafından takibinin zor olacağı ve bu sebeple de hukuki prosedürlerle uğraşmak istememesidir. Bu halde müvekkilimizin hakları vekili tarafından korunuyor iken, dosya kapsamında toplanmayan birçok delil var iken ve dosya kapsamında ne şekilde bir karar verileceği belli değil iken; müvekkilimizin davacı tarafından sunulan tanığını tehdit ederek tanıklık yapmaması gerektiği söylemesi hayatın olağan akışına aykırılık teşkil

etmektedir. Zira dosya kapsamında her süreç usulüne uygun olarak ilerlemiş, müvekkilimizin de delilleri de dosyaya kazandırılmıştır. Bu halde müvekkilimizin dosyada tanık olarak gösterilen şahsı aramasında herhangi bir hukuki yararı olmayacağının bilincindedir. Bu haliyle yalnızca taraflar arasında görülmekte olan söz konusu davanın varlığının; müvekkilimizin isnat edilen suçu işlediğine karine teşkil etmeyeceği açıkça ortadadır.

5- Ceza yargılamasının amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden oluşturmaktır. Bu nedenle "suçsuzluk" veya "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kural ceza yargılamasının en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biridir.

Anayasa’nın 38. maddesinde “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz” denilmiş ve Anayasa koyucunun masumiyet karinesi olağanüstü durumlarda dahi sınırlandırılamayacak mutlak bir ilke olarak kabul edilmiştir.

Kişinin bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak bir kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olay ve iddialar kişi aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat hiçbir şüphe veya başka türlü oluşa imkân vermeyecek açıklıkta olmalıdır.

Yukarıda açıklamış olduğumuz hususlar doğrultusunda yerel mahkemece verilmiş olan kararın usul ve yasal düzenlemelere ve dahi yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğundun tespiti ile; işbu kararın istinaf incelemesi neticesinde KALDIRILMASINA ve müvekkilimizin BERAATİNE karar verilmesini talep ederiz.

HUKUKİ NEDENLER : CMK, TCK, AİHS ve İlgili Diğer Yasal Hükümler.

SONUÇ VE TALEP : Yukarıda arz ve izah ettiğimiz nedenlerden ötürü;

Mersin … Asliye Ceza Mahkemesi'nin … E … K. Sayılı kararının usul ve yasal düzenlemelere ve dahi yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırılık teşkil ettiğinin tespiti ile yerel mahkeme kararının KALDIRILMASINA ve müvekkilimizin BERAATİNE karar verilmesini bilvekale saygılarımızla arz ve talep ederiz. Tarih

İstinaf Kanun Yoluna Başvuran
Sanık Müdafii;
Av. Dicle ASLAN

7-HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARINDA DENETİM SÜRESİ NE KADARDIR?

HAGB kararının denetim süresi beş yıldır. Denetim süresi boyunca sanık, mahkemenin belirlediği kurallara ve yükümlülüklere uymak zorundadır. Bu süre zarfında kasıtlı bir suç işlenmemesi ve belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmesi, verilen HAGB kararının ortadan kalkması anlamına gelecektir.

8-HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARININ SONUÇLARI NELERDİR?

HAGB'nin olumlu sonuçlanması halinde, sanık hakkında hüküm ortadan kalkar ve sanık ceza almamış sayılır. Bu durum, sanığın sosyal hayatında ve iş hayatında karşılaşabileceği olumsuz etkileri en aza indirir. HAGB kararı, sanığın adli siciline işlenmez ve bu sayede sanık, adli sicil kaydında temiz bir geçmişe sahip olur. Ancak denetim süresi içinde sanık yeniden suç işlerse, HAGB kararı iptal edilir ve açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanır.

9-HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARINDAN SONRA DENETİM SÜRESİ İÇERİSİNDE KASITLI BİR SUÇ İŞLENİRSE NE OLUR?

Denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenirse, HAGB kararı ile açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanır. Bu durumda, mahkeme tarafından verilen karar uygulanır ve sanık, belirtilen hüküm doğrultusunda cezalandırılır. Bu nedenle, HAGB kararı verilen kişilerin denetim süresi boyunca son derece dikkatli olmaları ve suç işlememeleri büyük önem taşır.

10-HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARINDAN SONRA DENETİM SÜRESİ İÇERİSİNDE HERHANGİ BİR SUÇ İŞLENMEZSE VERİLEN KARAR DÜŞER Mİ?

Evet, denetim süresi içerisinde suç işlenmezse, verilen HAGB kararı düşer ve sanık hakkında hüküm verilmemiş sayılır. Bu durum, sanığın topluma yeniden kazandırılması ve temiz bir adli sicile sahip olması açısından büyük bir avantaj sağlar.

11- HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI İLE İLGİLİ YARGITAY KARARI

“5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesinde denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde mahkemenin hükmü açıklayacağı belirtilerek, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmeyen sanığın cezasında değişiklik yapabileceği hüküm altına alınmış olup, denetim süresi içerisinde yeniden suç işlenmesi halinde hükmün aynen açıklanması gerektiği cihetle; mahkemece açıklanması geri bırakılan hükmün aynen açıklanması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmak suretiyle CMK.nun 231/11. madde ve fıkrasına aykırılık yapılması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA…” ( Yargıtay 8.Ceza Dairesi 2016/11784 E. 2017 / 3902 K. 10/04/2017 Tarih )

12-HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI ADLİ SİCİLE İŞLER Mİ?

HAGB kararı, denetim süresi içinde herhangi bir suç işlenmediği takdirde adli sicile işlenmez. Bu, sanığın adli sicil kaydında temiz bir geçmişe sahip olmasını ve sosyal hayatta ve iş hayatında karşılaşabileceği olumsuz etkileri en aza indirmesini sağlar.

Sonuç olarak hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı verilen sanıkların ceza yargılaması kapsamında haklarının ne olduğu, söz konusu HAGB kararına ne şekilde itiraz edebilecekleri hususu oldukça önemlidir. Zira ceza yargılamasında; tarafların hak ve menfaatlerinin korunması ve herhangi bir hak kaybı yaşanmaması amacıyla şahısların şahsi avukatlarına, şahsi avukatları yok ise alanında uzman bir ceza avukatına danışması ve yargılama sürecini bu şekilde yürütmesi oldukça elzemdir.